Organik bahçenizde sizi başarıya ulaştıracak 4 ipucu;
Toprağınızı sevin! Şu an toprağınızın durumu sizi memnun etmiyor olabilir, ancak organik gübre, yaprak kalıntıları, yosun ve toprağınızı mineral açıdan her türlü besleyecek malzemeleri kullandığınızda toprağınızın gerçek potansiyeli ortaya çıkacaktır.
Böceklerden korkmayın; böceklerin çoğu zehirli sayılsa da aslında toprak için çok fazla faydası bulunur. Gerek organik maddeleri minerallere dönüştürerek gerek diğer zehirli böcekleri yiyerek toprağın ve bitkinin daha verimli olmasını sağlar.
Eğer bahçeniz zehirli böceklerle işgal edildiyse panik olmayın ve hemen kimyasal ilaçlara başvurmayın. Bunun yerine ilk olarak sabırlı olun ve bekleyin. Çoğu böceğin sandığınızdan daha az ömürleri vardır ve beklenildiği kadar hasar vermezler. Eğer bu işe yaramazsa çözümü organik böcek ilaçlarında arayın. Ayrıca zararlı böcekler nadiren sağlıklı bitkileri istila ederler. Bitkinizin sağlığını kontrol edin ve ihtiyaç olması durumunda suda çözünebilen organik gübrelere başvurun.
Bitkilerinizi tanıyın; onları yeni birer arkadaş olarak görün ve neyi sevip sevmediklerini zayıf ve güçlü yönlerini öğrenin. Onlarla güzel bir bağ kurmayı unutmayın!
Kardeş bitkiler yöntemi; insanlar gibi bitkiler de iyi bir arkadaşa ihtiyaç duyarlar. Akdeniz’deki bahçıvanlar hep domates ve fesleğeni yan yana tutmuşlardır. Çoğu insan fesleğenin ürettiği birtakım koku ve yağlar sayesinde domatesleri zararlı böceklerden koruduğuna inanır. Doğru olup olmadığı tartışılır fakat birbirlerine iyi geldikleri aşikâr! İşte kardeş bitkiler yönteminin 5 faydası;
- Salgıladıkları bazı koku ve yağlar sayesinde zararlı böcekleri uzaklaştırırken yararlı böcekleri çeker.
- Toprağı iyileştirir. Farklı bitkilerin farklı besin ihtiyaçları vardır ve aynı zamanda toprakla değişik şekillerde bağlantı kurarlar. Farklı bitkileri yan yana ekmek toprağın verimini arttırabilir. Örneğin bezelye, nitrojeni diğer bitkiler tarafından emilebilir bir şekle dönüştürür. Toprak altında büyüyen büyük köklü bitkiler, mesela havuçlar ise çevresinde daha sıkı bir toprak bırakır ve böylece yanına ekilen bitki daha sıkı tutunur.
- Gölge oluşturur; ayçiçeği gibi uzun ve güneş seven bitkilerin yanına, güneşe ve ısıya hassasiyeti olan ıspanak ve lahana gibi bitkiler ekerek onları korumuş olursunuz.
- Zararlı otların büyümesini engeller; otlar boş ve geniş toprağa bayılırlar. Çok yapraklı bitkilerin ekimi, örneğin balkabağı ve kabak, ile beraber bunun önüne geçilmiş olunur.
- Aromasını arttırır; çok fazla bilimsel dayanağının olmamasına rağmen çoğu yetiştirici bazı bitki kombinasyonlarının aroma farkı yarattığına dair deneyimleri olduğunu öne sürer.
Dikkat! Bazı bitkiler tam aksine tam birer işgalci olabiliyorlar. Örneğin nane keskin kokusuyla çoğu zararlı böceği uzaklaştırır ancak istilacı bir çoğalma yöntemine sahiptir ve gerekenden fazla alan kaplayabilir. Ceviz ise diğer bitkilerin büyümesini engelleyen bir kimyasal salgılar bu yüzden diğer bitkilerden uzak bir yere ekilmelidir.
Bitki terminolojisi; bir sürü karışık terim içerir ancak bunlardan birkaç tanesini bile öğrenmek ihtiyacınıza göre doğru bitki seçimi yapmanızı sağlar. İşte bilmeniz gereken birkaç terim:
F1 hibrit; basitçe hibrit olarak geçen bu bitkiler bitki yetiştiriciler tarafından tasarlanmış olup isteğe göre daha güçlü daha büyük yapraklara, çiçeklere sahip veya daha lezzetli meyveleri olan yeni bir bitkiye dönüştürülebilir. Bunu da iki farklı bitki türünü çapraz tozlaştırma yaparak elde ederler. Ortaya çıkan yeni bitki de F1 hibrit olarak adlandırılır. Peki bu terimi bilmek neden bu kadar önemli?
Eğer çevrenizdeki bitkilerde belli bir hastalık hakimse aynı zamanda o bitkinin hastalığa dirençli olduğu bir hibrit türü de vardır.
Kendisinden sonra yeni bir bitki ekmek için hibrit bitkilerin tohumları kullanılmaz. Ekildiği taktirde yeni çıkan bitki bir öncekinin özelliklerini taşımayacaktır.
Açık tozlaşma; hibrit bitkiler dışındaki diğer bitkiler açık tozlaşma yaparlar. Doğada bu bitkiler böcekler veya rüzgar sayesinde tozlaşırlar. Polen akışı kısıtlı olmadığı için bu tür bitkilerde genetik çeşitlilik fazlasıyla bulunur. Açık tozlaşmanın önemleri;
Genetik çeşitlilik bitki popülasyonunun bulunduğu ortamdaki koşullara adapte olmasını sağlar.
Tohumun ekimi sonrasında büyüyen yeni bitki tam olarak aynı olmasa da bir önceki bitkiyle benzerlik gösterir.
Bu tohumlar hibrit tohumlardan çok daha az maliyetlidir.
Ata tohumu; tartışmalı bir terimdir. Bazı yetiştiriciler ata tohumunun açık tozlaşan bitkiler arasında yer aldığı ve en az 50 yıllık bir ömrü bulunması gerektiğini söylerken diğerleri de sadece atalardan torunlara, bir nevi miras olarak bırakılmasının yeterli olduğunu öne sürerler.
Ata tohumları seneler boyunca miras bırakıldığı için bulunduğu çevreye adapte olmuştur.
Bazı insanlar ata tohumlarından yetişen bitkilerin daha fazla lezzete sahip olduğunu belirtir.
Açık tozlaşmayla çoğaldıkları için tohumları saklanıp yıllarca ekimi sağlanır.
Bazı ata tohumları hibritlere göre hastalıklara daha yatkındır.
Cinsler ve bitki çeşitleri; cins türlerden ayrı olarak farklılık gösterir ama bu farklar yeni bir tür oluşturacak kadar yeterli değildir. Genetiğiyle oynanmış bitkilerin aksine cins bitkiler genellikle doğada bulunur. Bitki çeşidi dediğimiz ise aynı zamanda doğal veya yapay olabilir.
Çoğu ulaşılabilir bitkiler cinstir ve bazı özellikleri sayesinde diğer düz türlerden daha çok tercih edilir.
Bazı bitki çeşitleri patentlidir ve çoğaltılması yasal değildir.
Bahçeyi kontrol altında tutmak;
Yoğun bir şekilde ekim yapıldığı sürece yabani otların büyümesinin önüne geçilir. Baharın ilk zamanları her hafta ekim yapılması gerekebilir fakat bu süreç en fazla yaz ortalarına kadar sürer. Hasat zamanı geldiğinde bitki kökleri hemen ortadan kaldırılmalıdır. Aksi taktirde diğer bitkiler yer, besin ve nem elde etme telaşına girerler. Yükseltilmiş sebze yatakları normal ekim yerlerine göre daha az zamanda kurur. Yatakların yukarıda kalan kısımları nemi içerde tutar bu yüzden bitkiler oluşumunu tamamladığında sulama sıklığı, kuraklık zamanları dışında, azaltılmalıdır.
Tamamen olgunlaşması 3-4 ayı alan bitkiler genellikle sezon ortası ikinci tur bir gübreleme işlemine ihtiyaç duyar. Suda çözünebilir gübreler her bitkinin vazgeçilmezidir. Aylık gübre uygulamasının yapılması hastalıkların ve böceklenmenin önüne geçecektir.
Yenilebilecek aşamaya geldiğini düşündüğünüz zaman hasat işlemine başlayabilirsiniz. Elde edilen hasat, en çok, bitki tam olgunlaşmadan yapıldığında lezzetli olur. Çürümüş veya böceklenmiş, hastalıklı meyvelerin, kısımların kopartılması bitkinin sağlıklı bir şekilde büyümesine yardımcı olur. Ayrıca herhangi bir böceklenmeye veya hastalık belirtilerine karşı gözünüzü dört açmanız iyi olacaktır. Hazırladığımız böcekler ve hastalıklar rehberine bakmanız sorunu belirleyip aksiyon almanıza yardımcı olacaktır.
Bazı bitkiler, özellikle fasulye ve çoğu domates türleri, büyümelerine yardımcı olacak bir tür kafes veya bir dayanağa ihtiyaç duyarlar. Bu tarz bitki destekleyici araçlar hem bahçenizi düzenli tutar hem de bitkinin büyümesini ve hasadını kolaylaştırır.
Kuru ve sıcak havalar için yetiştirme teknikleri;
Havalar ısındığında ve kuraklık dönemi başladığında, bitkilere ihtiyacı olan suyu sağlamak biraz zor bir görev olabilir. Barajdaki suyun azalmasıyla beraber gelen su kesintileri sulama miktarını minimuma indirtir. Bu dönemlerde bitkilerinizi sağlıklı tutmak için ilk önce onların anatomisini ve işleyişini anlamanız gerekir.
Kökler; çoğu bitki yapraklarından az miktarda nem emilimi yapar. Tüm suyu köklerinden alır ve böylece ne kadar kök o kadar verimli emilim demek. Fazla kök salan bitkilerin kuraklık koşullarında hayatta kalma ihtimali daha fazladır.
Bitkinin güzelce kök salabilmesi için yeterli alana ve yumuşak bir toprağa ihtiyacı vardır. Yetiştiriciler bu koşulları sağlamak için genellikle bahçe çatalıyla toprağı gevşetirler veya toprağa organik madde eklemesi yaparlar. Böylece sıkıştırılmış toprak gevşer ve köklerin rahatça yayılabilmesi için yer açılmış olur.
Gübre, yosun veya kurumuş yapraklar gibi organik maddelerin eklenmesi suyun yüzeyden akıp gitmesini engellerken doğruca köke ulaşmasını sağlar. Ayrıca bu organik maddeler nemi tutarak tekrar suya ihtiyaç olunması durumunda kök tarafından kullanılır.
Kökler hakkında daha ilginç bir bilgi ise su emilimini sağlama görevi en genç ve aynı zamanda en narin kök uçlarına verilmiştir. Nem seviyesi radikal bir biçimde azalıp arttığında bu yeni kök uçları zarar görür. Toprak yüzeyinin kalın bir malç tabakasıyla kaplanması aşırı buharlaşmanın önüne geçerek su kaybını azaltır, ayrıca sabit bir nem oranı sağlar.
Bitkilerin yapraklarından çok fazla su ememediğini söylemiştik. Buna ek olarak en çok su kaybı yine aynı kısımda gerçekleşir. Hatta alınan suyun neredeyse hepsi stoma denilen ve yaprakların uç kısımlarında bulunan gözeneklere gider. Bu terleme olayı bitkinin topraktaki besinleri emmedeki metabolik süreci için oldukça gereklidir. Ayrıca terleme, bitkilerin kendilerini sıcak havada serinletmek amacıyla kullandığı bir yöntemdir.
Bitkilerin yapraklarından kaybettiği suyu en aza indirmek için birkaç yöntem bulunur. İlk olarak aşırı güneş ışığından ve sıcaktan korumak yararlı olacaktır. Özellikle akşamüstü güneşi daha yakıcıdır, bu yüzden öğleden sonra bitkileri gölge bir yere koymak kurumanın önüne geçer. Bu koşulları sağlamak için büyük bir ağacın altına koyabilir, bitkilerin üstüne küçük bir çatı yapabilir veya öncesinden diğer uzun bitkilerin yanına ekebilirsiniz.
Sıcak bir günden sonra yaprakların aşağıya doğru eğilmesi gözünüzü korkutmasın. Çoğu bitki sıcak havalarda terlemeyi azaltmak için gözeneklerini kapatır. Güneş battığı ve hava serinlediği zaman yapraklar eski canlı haline dönecektir.
Su kaybını önlemek için alınabilecek önlemlerden biri de ekinleri rüzgârdan korumaktır. Baharda yeni çıkan filizler ufacık esintide bile zarar görür. Bunu önlemek için genelde üzerlerine bahçe kumaşıyla kaplanır. Bu yöntemle hem toprak nemli kalır hem de filizler zarar görmez. Yeni çıkan bitkiler su kaybına daha çabuk uğrar çünkü yeterince köklenememiştir. Bu yüzden onları kuruma tehlikesinden korumak almanız gereken ilk önlemlerdendir.